"Bilindiği üzere torunum Fidan Aliyeva'nın 18 Ağustos 2020 tarihinde sınırlı sayıda konuğun katılımıyla Novkhani'de bir kır evinde gerçekleşen düğünü, davetlilerden birinin sosyal ağlarda paylaştığı videonun ardından tartışma konusu oldu."
Gadin.Net'in haberine göre, ANAS Başkanı Ramiz Mehdiyev'in örgütün internet sitesinde yaptığı açıklamada bu sözlere yer verildi.
Açıklamada şunlar belirtildi:
"O günlerde, diğer üst düzey Azerbaycanlı yetkililer ve diğer kamuoyunda tanınan şahsiyetlerin de kızları, kız kardeşleri ve diğer yakın akrabaları için düğünler ve doğum günleri düzenlediklerini belirtmek isterim. Ancak medyanın ilgisinin aileme odaklanması çok garip. Elbette, ilgili makamların olanlara ilişkin tutumu haklı. Çünkü herkes kanun önünde eşittir. Ayrıca mahkemenin damadımla ilgili kararını da dikkate alıyorum. Toplantıya katılan diğer misafirlere yönelik idari yaptırımlar da hukuka uygundur.
Bununla birlikte, salgın sırasında düğün ve nişanların yanı sıra idari suç işleyen hiç kimsenin kelepçelenmediği ve bir hakimin önünde gösteri yaptığı da doğrudur. Bu çifte standardın nedeni gerçekten gizemlidir. Kolluk kuvvetlerinin, medyanın, milletvekillerinin ve halk figürlerinin benzer olayları aynı hassasiyet ve ilkeyle ele alacaklarına, tüm suçluları kelepçeleyeceklerine ve onlara hukukun üstünlüğü konusunda değerli tavsiyeler vereceğine inanmak istiyorum. Bu durumda, sıradan vatandaşların ülkede hukukun üstünlüğü ile ilgili soruları ve şüpheleri tamamen ortadan kalkacaktır.
Tarihsel deneyimler göstermiştir ki, herhangi bir devletin ilerlemesi, gücü ve geleceği, vatandaşlarının kanun önünde eşitliğine bağlıdır. Herhangi bir toplumda bir grup insan görevleri ve mali imkanları nedeniyle ayrıcalıklı hale geldiyse ve hukuku aşabiliyorsa, herhangi bir adalet, doğruluk veya insanlıktan bahsetmek imkansızdır. Hz.Muhammed (asv) hadislerinden birinde şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Senden önceki milletler yok oldu. Çünkü onlardan çalan zenginleri kimse cezalandırmadı. Ancak fakir biri bunu yaptığı zaman hemen cezalandırıldı. Tanrı'ya yemin ederim ki, kızım Fatıma çalmış olsa bile, onun elini keserdim. "
Bana gelince, son derece eleştirel ve gayretli gazeteciler ve milletvekilleri beni rahatsız etmiyor. Her zaman olduğu gibi duruma göre hareket ederler, duruma göre konuşurlar. Dün beni öven ve bugün beni eleştirenleri aynı sabırla dinlemeye hazırım. Ancak bu kişiler, Cumhurbaşkanının hukukun üstünlüğü mücadelesinin kendileri için de geçerli olduğunu ve herkesin hukukun sert yüzüyle karşı karşıya kalacağını unutmamalıdır.
Ben de bu kişilere birine taş atarken aynanın karşısında iyice bakmalarını tavsiye ederim. Başkalarını eleştirecek kadar saf olup olmadıklarını sorun. Başkalarına ahlaki bir ders verme ahlaki hakları var mı? Şeffaflık için gerçekten mücadele ediyorsak, dürüst insanların kirli olanı eleştirmesi daha adil olur. Dürüst olmayan insanların insanlara ahlakı öğrettikleri gerçeği, ancak insanları tiksindirebilir. Bunu unutmasınlar! "