Stres
Her hastalığın altında, her olumsuzluğun altında suçlanan bir stres var. Peki, stresle aslında ne kastediliyor. Şöyle örnek verelim, diyelim ki gerginsiniz, vücudunuza bakın neler oluyor? Bir yerlerde kasılma var, boynunuz, başınız, bir kasılma, belki güzel nefes alamıyorsunuz, göğsünüze birşey oturmuş gibi... Sadece bu örneklerde bile kabaca iki şeyi anlarız, birincisi kasılma ve gerilmelerden dolaşım bozuldu, ikincisi oksijenlenme bozuldu. Eh bu durum da sağlıklı bir cilt için uygun ortam değil elbette.
Su içmemek
Bedenimizin alışkanlıkları var, az su içmeye alışabilirsiniz, çok su içmeye de. Az su içen biri birden su miktarını artırırsa bu vücuda enteresan gelir, vücut ödem tutar. İnsan vücudunu anlamamız ve ona düzgün yaklaşmamız gerekir. Kilogram başına 40cc. su tüketimini normal kabul edebiliriz, 70 kg. birisi için 2,8 litreye karşılık gelir. Susamamak, su içmemek için bir neden değildir. Bedenimizin en çok suya ihtiyacı var. Cildimizin de öyle...
Fazla şeker tüketimi
Endüstriyel tarım, işlenmiş gıdaların bize bir hediyesi de şeker. Şekerin besin kalitesi düşük, vücuda kısa süreliğine enerji verip daha sonra yeniden acıkmasana neden olan, faydasız bir besin. Ama lezzetli ve hayatımıza yerleşmiş durumda ve fazla tüketmek ne yazık ki bedenin dengesini bozup strese sokuyor ve stres de cildimize iyi gelmiyor.
Gereksiz kozmetik kullanımı
Vücudumuzu nemlendirmek amaçlı kullandığımız ürünlerin, makyaj malzemelerinin, parfümlerin kalitesi çok önemli. Cildimiz bedenimizin en büyük organı. Her şeyi emiyor ve işliyor, zararlı bir şeyi de kullanıyor, yararlıyı da... Seçici olmalı, mümkünse organik, doğal ürünler seçilmeli, fazla ürün kullanımından da kaçınılmalı.